26 Haziran 2010
-Ve böyle gecelerde ben mutlu hissediyorum, bazıları bu durumdayken kafam çok kötü falan der ama degildir aslında. kemiklerimi hissetmedigim, etrafta patlayan milyonlarca beyaz baloncugun arasında, kırgınlık ve kızgınlıkların unutuldugu bir kafada insan nasıl kötü olabilir ki? ve düşünün hiç bir şeyi kaybetme ihtimalim yok..çünkü herşeyden üçer tane görüyorum. gözümle görmesem inanmazdıma dostlar !
* bir geceyarısı bir kagıda yazdıgım saçma bir şey
* bir geceyarısı bir kagıda yazdıgım saçma bir şey
alttan alıp üste vermek
-evden çıkasım gelmiyor, birkaç tatlı dostumu özledim yalnızca.
lacivert rengimin triplerini çekiyorum, pek heyecanlandırmıyor buda beni.
damla sakızı aromalı pudinglerle haşır neşirim, birine bi şiir yazdım ama kim bilir ne zaman görücemde ne zaman vericem ohoo. bir çabam yok, silsem olmaz, dokunsam sahte olur gerçek olmaz, bilmiyor musun hiç. hatrım bile kalmasın sorma hiç nasılım diye artık. tuzlu sudan çıkıp güneşe uzandım, tuzları yaladı birisi. ben tatlı severdim o tuzlu. mesele boyun egmek falan degildi tabi. ben yalnızca biraz saçmaladım ve sen her zamanki gibi alttan aldın.
lacivert rengimin triplerini çekiyorum, pek heyecanlandırmıyor buda beni.
damla sakızı aromalı pudinglerle haşır neşirim, birine bi şiir yazdım ama kim bilir ne zaman görücemde ne zaman vericem ohoo. bir çabam yok, silsem olmaz, dokunsam sahte olur gerçek olmaz, bilmiyor musun hiç. hatrım bile kalmasın sorma hiç nasılım diye artık. tuzlu sudan çıkıp güneşe uzandım, tuzları yaladı birisi. ben tatlı severdim o tuzlu. mesele boyun egmek falan degildi tabi. ben yalnızca biraz saçmaladım ve sen her zamanki gibi alttan aldın.
25 Haziran 2010
-kimileri fazla pişman olurdu böyle durumlarda.keşke lerle dolu cümleler kurar, o günleri düşünüp üzülür falan. ve en kötüsü benimde öyle olmamı beklerler hani. olmayınca olmuyor işte.. yaşadıgım hiç bir şey için pişman degilim dedim. ve ben mi suçlu oluyorum bu durumda yine. keşkeleri sıklaştırdıkça herşey geri dönüyor mu sanıyordu bazıları?farkedemeyecegin kadar çoklardı.ben sevmiştim hep akordu bozuk gitarları, güzel elleri, tantumu, ucu kırık boya kalemlerini bile.şimdi neden pişman olmam bekleniyordu ki. dünyamı degiştirmek isteyen sendin ve küçük dünyamı büyütmek isteyende sendin, suçlama degil asla. sana gel demiştim, benim at gözlüklerimden bakalım dünyaya. ben mutluydum at gözlüklerimle, küçük dünyamda, küçük detaylarımla. hala öyleyim bak,keşke ler benden pek uzak. yaşıyorum
24 Haziran 2010
- Bir hudut boyudur yüz. ve belkide bu yüzden ne vakit ayrılsak sevdiklerimizden, önce yüzlerini unuturuz. şekerden yapılmış suretler gibi eriyip çözülür, dagılıp silinirler. hatlarını yitirdikçe kirli ama boş bir kagıda dönüşüverir sevdiklerimizin yüzleri.hudurlarından kurtulurlar, iplerinden kopmuş balonlar misali.o zaman alıp istedigimiz yere yerleştirebiliriz onları..yeniden yazabiliriz ortak geçmişimizi. aşkında resmi tarihi vardır ne de olsa, tarafların hafızalarının şaibeli tutanaklarında. resmi tarihi ortadan kaldırabilmek, bizim haklı onların haksız olduklarına inanabilmek için önce yüzlerini silmekle başlarız işe.sonra istersek eger; silbaştan çizebiliriz tüm hatlarını..işimize geldigi gibi.
önce yüzlerini unuturuz sevdiklerimizin
en çok yüzümüzün unutulmasından korktugumuz halde..
e.ş
önce yüzlerini unuturuz sevdiklerimizin
en çok yüzümüzün unutulmasından korktugumuz halde..
e.ş
23 Haziran 2010
- O ise konuşmadan gözlerime baktı, 'sarıl bana' dedi sessizligi çaktırmadan bozarak..başka bir şey söylemedi. çözümleme yok, saptama yok.onun gibileri içten pazarlıklı karmaşık insanlar degildi. hissettiklerini söyler, gördüklerini yapardı. Kalbi bir buzdolabıydı..bense onun biraz daha dışında kalırsam bozulacak bir meyve gibiydim.
9şubat.
gözlerine bakmasamda beni izledigini hissedebiliyordum. o konuşmak istedikçe ben susturdum. bugün belki perşembe'dir burda; eger öyleyse yarın cuma demektir..yani en sevdigimiz gün. tatlı cuma. her gece koynumda büyük bir günah ile uyuyorum ben..her gece attıgın 'tatlırüyalar' mesajını okumadan kapanmıyor gözlerim. eskiden beklemezdim böyle küçük incelikler..şimdiyse detaylar beni herşeyden çok mutlu eder oldu.ben böyle degildim sanki
gözlerine bakmasamda beni izledigini hissedebiliyordum. o konuşmak istedikçe ben susturdum. bugün belki perşembe'dir burda; eger öyleyse yarın cuma demektir..yani en sevdigimiz gün. tatlı cuma. her gece koynumda büyük bir günah ile uyuyorum ben..her gece attıgın 'tatlırüyalar' mesajını okumadan kapanmıyor gözlerim. eskiden beklemezdim böyle küçük incelikler..şimdiyse detaylar beni herşeyden çok mutlu eder oldu.ben böyle degildim sanki
6 şubat .
-perdenin arasından sızan sarı gün ışıkları ve vücumdumda gezinen sıcaklık, tanıdık sıcaklık.tek hatırladıgım bu sanırım düne dair.halbüugki hava karlıydı ve evren bu sıradışı (benim için sıradışı) olayı çok normal karşıladı.nefesi agzımda, boynumda..tam gögsümün üzerinde atan kalbi.
sonsuzluk bu olsa gerek dedim içimden, duymadı. sonsuzluk iki gün sürmez ama diye kızdı içinden..duymadım.
sonsuzluk dedikleri çok az mış.
-perdenin arasından sızan sarı gün ışıkları ve vücumdumda gezinen sıcaklık, tanıdık sıcaklık.tek hatırladıgım bu sanırım düne dair.halbüugki hava karlıydı ve evren bu sıradışı (benim için sıradışı) olayı çok normal karşıladı.nefesi agzımda, boynumda..tam gögsümün üzerinde atan kalbi.
sonsuzluk bu olsa gerek dedim içimden, duymadı. sonsuzluk iki gün sürmez ama diye kızdı içinden..duymadım.
sonsuzluk dedikleri çok az mış.
- Güzel çocuktu küçükken..büyüdü, gözünü hırs bürüdü. saçlarımı, kıllarını severdi..ama maksalardan vazgeçemezdi. bir kızın memelerini öperken bir erkegi düşleyiverdi.narçiçegi renginde bir dünya yarattı, tam ortasına koydu kendini. yalnızlık kelimesi 'mutluluk' anlamına gelirdi lugatında. bir süre kendini kandırdı kandırdı sonraları migdesi bunu kaldıramadı. agladı çok agladı.. bense küçücük odamda bir imgeselin sonuna gelmiştim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)