19 Eylül 2010

-Ben azalıyorum,
bitti.

18 Eylül 2010

- 'Çok harcadım renklerimden, sana gelmeden önce ben.'
-Büyük bir hastalık'tı.
iyileşmek için acı'ya izin vermeliydim,
yavaş yavaş vücudumu ele geçiren o ince sızıyı
benimsemem gerekirdi..
biraz 'iyi' olabilmek adına.
- İyi ki dogmuş.

birşarkı.

-kimler kırdı
seni, beni..
yok et hepsini.

Bir şarkıdan konuştum bir şiirden bir senden bir benden, yetmedi ya hani..
üzüldüm, yetinmedigim tüm şeylerin hatrına
düşündüm, bir gün biterdi nasılsa
sanırdım, sonsuz olmak elimde avucumda
düşürdüm, kalbimden aşagılara bir kaç damla kan
şaşırdım, tüm küçük tesadüf saçmalıklarına
ayıldım, sarhoş ruhunun tenime dokunuşlarıyla
kandım ben o tatlı yalanlarına, ayıla bayıla.


sönüyorum hah yana yakıla.

16 Eylül 2010


-Farkındalıgımdan utanmam,
yoksayışlarımdan kurtulman
demekti belki de.

tek heyecanım yarın günlerden cuma olması, friday i'm in love.

11 Eylül 2010

- İki üç günde özledigim birisi var mesela,
her an her dakika aklımda olan.

kalbim büyük bir lades kafasında belki de.

cancan.
-artık gerek duymuyordum
eskiyi anmaya, dengini bulmaya falancaya filancaya. kabul etmiştim zincirin halkalarında yuvarlanmayı. karşımda otururken dahi dokunmamak şartıyla bakışlarınla vurmaya and içmiştin sen, geçip giderken yanımdan kokunu duyumsamamak için nefes almaz olmuştum ben. birkaç küçük hap ile bulabilirim sanmıştım seni kendi içimde..sense birkaç şehir sonrası dönerim sanmıştın belki. ikimizde aynı şeyleri düşündük aslında, belki öyle belki böyle farketmez. artık kendimi o kadar kaybettim ki; aramıyorum ne seni ne kendimi. bıraktım öylece bir şeyleri, boynu bükük sanma yaşananları..başı dik duruyor uzaklarda bir yerlerde. sende bırak artık arama bir bokları o şehirde bu şehirde, dinleme en sevdigim şarkıları.. artık gerek duyulmuyor bu tür inceliklere zaten. Sandıgının aksine dönüyor belki dünya, aksine yaşanıyor olaylar aşklar hüzünler birşeyler birşeyler. artık akan kanlar senden yöne degil mesela, koyuluguna ise kimse dikkat etmez oldu. kalabalıkta yürürken dikkat etmez oldum artık insanların ifadelerine, önüme bakıyorum.. sen başka şehirlerde her insanda benden bir mimik ararken belki de. üstüne alınma artık gördügün her hüzünlü şarkıyı, şiiri, masalı.
bir damla kan'dan daha fazla olmasın gözyaşlarım..istemem. bırak son'u mutlu yapamadan ölelim, varsın yansın evler,kalpler..agzından o paslı kan tadı eksik olmasın bırak.
al'ınma üstüne artık..al'ından geçtim renginden geçtim ben artık.
geç'tim, gidiyorum artık..
tüm geç kalışlarımın hatırına.
Gittigim yollar,
giderken kurduklarımla
kalsa.
dönüş yolunda,
hiç üzülmesem
kuruntularım adına.
bana gelişini ilk bahar
gidişini son bahar
saysak;
sonbahar'lardan nefret ederdim
sırf sonumuz olmasın diye
sancılarım dinsin diye
için rahat olsun diye
sevgilim.
- Tabagında kalan son pirinç tanesi olsam,
aglamaya doyamasam.

7 Eylül 2010

- Eger aşk buysa, uykumu çalansa.

eger inandıgın şey aşk'sa; ben aforoz edildim çoktan
sevgilim.

- önyargılarımdan şikayet etti, yargılama haklarımdan bahsetti.
duymamış gibi davrandım, her zamanki gibi yok saydık düşüncelerimizi.

şimdi başka sularda yüzerken ben.. o bekliyor kıyıda. bogulmamı, can çekişmemi hatta bedenimin çürümesini izlemek için. bakışlarını üzerimde hissedebiliyorum, görmesemde.
kıyıdan uzaklaşmam sinirlerini bozsada akıntıya kapıldım ben, bilmiyorsun sen.

ne ben bir şizofrendim..
ne sen bir unutkandın..
artık kandırılmayalım istersen
bu hastalık tripleriyle

4 Eylül 2010

-Her gece ben,
sen sen diyorum.
içimi acıtan sensen
seviyorum sen'siz.
- Rüyamda
sevgili Johann fichte ile gözlerimin rengi hakkında kavga ediyorduk mesela.
Alman olmadıgım için eziyordu beni biraz, uyanınca üzüldüm falan hashjgsd
-çünkü Roksan gecenin bir vakti benim mutsuz oldugumu hissedip 'bizim şarkımızı dinliyorum..' diye mesaj atabilecek kadar güçlü hislere sahiptir.
güzel ellerini öpesim gelir öyle anlarda işte,
anlatabiliyormuyum bilmem.m
Dün yaptıgım resmin adını ne koyacagımı sordu.
adını yaparken koymuştum 'Tanrının İkindi Kahvaltısı.'
ıslık çaldı, güldü.

kalktım, resmi bir eski gazeteye sardım sarmaladım.

-yusufatılgan
- Her cuma sabahı acıyan dudakların için miydi tüm bunlar?
tatmin olmayan egon için mi yoksa tüm bu aşk sözleri.
her sabah uyandıgında, yatagında kıvrandıgında, hal hatır soran birkaç dost sancısıyla çıkamadın mı yoksa yatagından? Ankara sogugunu bahane edip tekrar mı gittin oralara birşeyleri canlandırmak için?
cuma sabahına, cam kenarında yer ayırtırken sen
benim günlerden haberim yoktu belki de.
perşembe gecesinden uyumayıp cuma sabahına geç girmeyi düşünürken sen..
elinden uçup gitmiştim ben.

şimdi kim gelip hesap sorabilir bana?
akan kanlar kimin umrunda?
yargılama sırası benden geçiyor bak
aklımdaki herşey siliniyor bak.
günler geçiyor
adları karışıyor

Akan kanların ne kadar koyu oldugu bile önemsiz artık.

02.35

3 Eylül 2010

mutlugünlerinhatrına

-Neden bu kadar güzelsin?
-Senin için.

sesil.