27 Kasım 2010

-yaşantıma örüyorum seni
bir ters, bir düz.
bir yerlerde takılı kalıyor ellerim
sökülüyorsun
bana.
- Bal renkli günler.

Sabah yazgısı

- Sönmedi
geceden kalan ateş

Denizimin kokusunu bilirdi, uzaktan da olsa alırdı teni.
sanılan bir çok şeyin aksine
o sevmezdi bu sakinlikleri.
yaşadıgı en büyük sanrı,
hisledigi en tatlı sancı
degildi belki.
yine de güzeldi
yine de unutulmaz kaldı damagında.
uzun süredir topraga dokunmayan ayakları,
geceden kalma yalanları,
istedigi kadar safsız degildi belki
yine de güzeldi
yine de kalmak için bir neden'di.
güvenmişti vapurlara, dalgalarına
bogaz yakan tüm ilaçlarına..
başka çaresi olmadıgını bilirdi içten içe
tam saatinde gelirdi nöbetleri her gece,
bekledigi adam gelmedikçe
sokaktaki tüm dullardan hallice.
üzülmezdi, geceden kalma ateş yandıgı sürece
beyaz yastıkta kalan bekareti burnuna sinmedikçe
sonbahar renkleri harf harf dizilmedikçe camının önüne
üzülmezdi,
deniz suyu sandıgının gözyaşı oldugunu
yosun sandıgının o'nun gözleri oldugunu
farkedene kadar.
yine de güzeldi
yine de saçlarına sinen en büyük teselli idi.

içten sinmeyen bir serinlikti
giyilmemiş bir gelinlik
terkedilmiş katran karası saçları ile
sevilmezdi belki.
yine de güzeldi..

tüm damarları titredi
geceden kalan ateş
sönmedi.

23 Kasım 2010

-Uzun saçlarını savurdu mevsimlere,
iyi yada kötü olmak istemezdi Chantal.
her genç kadın'ın seçecegi yol degildi..

şeytan'a aşk beslemek .

bu yol yol degildi
bilirdi.

19 Kasım 2010

-Her kızın kaderi annesininkiyle az biraz benzeşir aslen.
farkettirmeden de olsa
-Koyu kalabalıgın arasındaydık, yanımdaydı elbet.
belki bir kaç ay belki bir kaç gün olmuştu görüşmeyeli..hatırlayamadım şimdi.
kendine bir bira aldı, bana nar suyu.
o kadar çok kelime dolaşıyordu ki masanın üstünde..
bizimkilere gerek yok gibiydi.
biz sustuk onlar konuştu, biz dinledik onlar yine konuştu.
sonra her şey duruldu inceden
bir gece rengi indi
tüm konuşanlar yoruldu gibi..
nar suyu dökülmüş beyaz elbiseme baktı
küçük bir leke için
doldu gözleri
elbiseme.
görmemezlikten geldim gözlerini
görünmezligi incitti onu
bu defa
doldu sözleri
agzına.

başladı anlatmaya, sarılmaya, sarsılmaya..
bir gece rengi indiginde.
istedi ki
her geceye sıgdıralım.

olmadı.
nar suyu leke yaptı

-Sigara içmedigim halde
saçlarımın sigara kokması beni rahatsız ederdi bir zamanlar.
kim bilirdi ki bir gün elleri sigara kokan birini pek çok sevecegimi.

15 Kasım 2010

-ben demir telleri kuşattıkça etrafıma
o kanamak için daha da yaklaşıyor
ben sıkıldıkça iktidar savaşlarından
o daha da sarılıyor tinsel zaaflarına.

boşver diyorum..
kanasın.

13 Kasım 2010

-şu sıralar kendimden daha çok sevdigim biri var.
nihnihnih
- Elleri ellerimden gitmesin istedim,
arkada hep o sevdigim şarkı çalsın, belki biraz vanilya koksun, hatta bir akşam güneşi vursun sırtına..istedim. o kulagımdan gitmeyen cızırtı sadece bana ve o'na duyulsun istedim, kalbimi avutmak degil, tenimi korumak degil; kalelerimi yıksın istedim. yıktıkları karşısında gülümsemek ve hala sevebilmek istedim.. olanlar oldu bana.
Yaşadıgım günleri unutmamak, döktügüm gözyaşları hatrına ona sarılabilmek istedim, evimin kapısından her girişimde burnuma vuran o kesif özlem duygusunu kimseye çaktırmadan kendi içimde yaşadıgımı bir tek o bilsin istedim..anlatmadım kimselere. bir tek o bilsin diye

Şimdi anlattım ya hani biraz,
herkes unutsun burda okuduklarını..
bir tek o üstüne alınsın.

2 Kasım 2010

- Az önce
migdemde uçuşan kelebekleri azarladım.

sanki suçlu onlarmışçasına.nırırırm
- alınmadıgın üstüne
bir kaç küçük detay.

Solardı belki tenimin rengi, gülllerimden önce.
derimin altındaki kan pıhtılarını farkederdin belki, akbabalar gelmeden üstümüze.
bilmezdin hiç, bu denli içli mutluluklarım varken benim.
giderdin belki şarkımın en güzel yerinde, acı çekmeye odaklı sen.
büyük sanılan bedenimde kalmış küçük bir kalp, bir nokta kadar.
sevemezdim bu haldeyken..
kafiyeleri, uyakları, kalıpları, kalpleri ben.
omzumda agırlık olurdu birşeyler
sevemezdim bu haldeyken..
elleri, hisleri, saçları, mumları ben.
siyah beyaza alışmışken tam
gözümü kör eden tonlarca renk arasında
önüme gelen ilk caddeden girip
çıkamazdım kalabalıkların içine

-gittikçe küçülürken