31 Mayıs 2011

Friday i'm in love

- Suratını her gördügümde inceden bir nefret yalıyor suratımı, yapış yapış.
migde bulantılarıyla yetinmeyip başımı da döndürüyorsun. kuşkuyu avucuma koyup gidiyorsun yine, ellerim boş kalmıyor. yapış yapış bakışların yalıyor yanaklarımı gözlerimi şakaklarımı.. bugüne kadar gördügüm en karışık desenlerle gözkapagımı boyuyorsun, gözbebeklerimi büyütürken herseferinde ardıç kuşlarının seslerini tıkıyorsun kulaklarıma.
sarhoş kokunla sen
rüzgarı bile sarhoş ediyorsun bak
ben nasıl ayık kaldım sana
yapış yapış

o ruhsuz bakışlarınla
öldürüp gidiyorsun.

29 Mayıs 2011

- Bir palmiye görüntüsüdür
sana sarılışlarım.
gecenin son sigarasıdır
tadın.
deri ceketin bozuk fermuarıdır
agzın.
ve hiç dogmayacagı halde adı konmuş bir çocuktur
düşüncelerin.
- ''Neden sana acı çektiriyorum sevgilim? Neden hep, ya sana acı çektirmek ya da kendi kendimi aldatmakla geçiyor günler? Biz birbirimizin hiçbir şeyi olmayacaktık, ama her şeyi olduk… Seni artık görmeyeceğim. Yıldızları nasıl seyrediyorsam, bundan böyle sana da öyle bakacağım demek.” -goethe

28 Mayıs 2011

Sombrero olayı = Yeniden görüşecegiz.
- ve bir gün girdigin kafenin sol duvarında asılı duruyordu aşk
en yüksek ökçeli ayakkabılarını giydigi gün hani,
bacak bacak üstüne atarken ortaya çıkan baldırları hani
o kadın hiç bakamamış sol duvara.

saçlarının arasında dolaşan her ele
inlerken
agzından çıkıveriyor hasreti
doluyor odaya bogum bogum..
agır gelmezken küfürler, gitar sesleri hani
omzunda duran yalnızlıgı elbiseleriyle örterken hani
o kadın hiç bakamamış sol duvara.

hiç çevirmemiş kafasını bütün gece
sol yanında titreyen
duvar sandıgı
o adama.

hiç bakamamış
aşk sandıgı
o duvara
o adama
- Hiç düşmedim mi aklına, hiç çalmadı mı o şarkı?
-Bikaç bin kere oldu.

25 Mayıs 2011

- Her şey aşırıya kaçtıgında güzeldir.

22 Mayıs 2011

dertliyazı.

- Ne önemi vardı ki ayrı kaldıgımız saatlerin günleri ayların yılların, hafızamda sabitti herşey. içimde her gün yeşermese bile birşeyler..yine sabit hep duruyor oracıkta, buracıkta, te şuramda. sol yanımda.
mutlu olurduk bence, bir şeyler girmeseydi araya. yalanlar, dolanlar, kızlar, erkekler, sözler, gözler falan ne bileyim. mutlu olurduk dört duvar arasında, birkaç güzel koku, bir kaç mum falan ne bileyim. birlikte oldugumuz kısacık zamanların hepsini tüm detaylarıyla hafızamda sakladıgım için utanıyorum çogu kez, kızıyorum kendime. görsen çok trajikomik hallerim.
bana söz vermiştin yalan söylememek için, gördün işte..olmayınca olmuyor.
kendimi bıraksam bir boşluktan diger boşluklara, bıraksam yazarım sabaha kadar sana, bıraksam gelirim kapına dayanırım, aglarım annene babana, bıraksam kestiririm saçlarımı, tam sevdigin boyda kısacık hani, bıraksam kendimi diger saçma sapan erkeklerin kollarına, bıraksam diyorum aman diyorum gülüp geçiyorum, bıraksam içmeyi, bıraksam tüm dostlarımı ailemi okulumu kitaplarımı..bıraksam diyorum ama dedigim gibi işte olmayınca olmuyor. sevgilim

Aynı şarkıları başa alıp dinliyorum kaç aydır sıkılmadan,
tadı senin gibi diye hep aynı şeyleri yiyorum bıkmadan,
of bile demiyorum..
cila oluyor kovalar, cila oluyor kahkahalar, saç boyaları.
sevemedim gitti bu yeni mevsim düzenini de
kazak giyiyorum, güneş açıyor
etek giyiyorum, yagmur bastırıyor
söylemiş miydim?
olmayınca olmuyor işte
sevgilim.

21 Mayıs 2011

- Ne kötü, bir zamanlar beni heyecanlandıran cuma günlerinin artık bir anlam ifade etmemesi. ne fenaymış Friday i'm in love şarkısını duyunca bir şeyleri hatırlayamamak, hafızamı zorlasam da olmuyor artık. bardaga dolu tarafından da bakamıyorum ki. bir şeyler köreldi, eridi, gitti.
ve ben tüm bunları bir cuma sabahı çatı katının balkonundan yazıyorum sana.
ama artık üstüne alınmasan da olur, artık her şey olur.
farketmiyor nasılsa
- ve ben ilk tanıştıgımız günden beri
seni bekliyorum.





17 Mayıs 2011

- Aynı anda, utanmadan.
- Bakmaya deger bir nesne bulmalıyım
uzun uzun bakınca varlık kazanacak
tüm insani özellikleri giyinecek
bir şey.
oturdugum her kaldırım taşına kök salmalıyım
dökülen yapraklarımı umursamadan..
rüzgara göz kırpmalıyım.
ormanların şanına yaraşır, bir şarkı yada
bir şey.
kırmaya deger bir kalp bulmalıyım
ve birileri içime akarken; donmalıyım
dönüşürken bitmeliyim
bitmeyi ögrenmem gerek.

bakmaya deger bir nesne bulmalıyım


9 Mayıs 2011

-İnsan kendini bir konu hakkında konuşmamak veya düşünmemek için şartlayınca, geri kalan tüm konular hakkında çok fazla konuşmak ve düşünmek istiyor. tabu olan konudan intikam alırmışçasına..konuşuyor da konuşuyor dünyadaki tüm gereksiz şeyler hakkında..boş boş bomboş.

aman

- Aslında şu kafamı bi toparlayabilsem, bütün yazdıklarını okuyacagım
ama olmuyor işte, ayık olamıyorum konu sana gelince.
böyle hep bir baş dönmesi hep bir bulantı .. neler neler
- Bohemian Rhapsody ile haydan gelip huya gidiyorum. net
- 'Gözleri açık giden adamın
göz kapaklarını aşagıya indirmek
için davranan kahrmanımızın
yanlış bir filmin içinde oldugunu anlaması uzun sürmedi.

dünyanın karşısına geçmiş
elinde patlamış mısırlar, yanında sevgilisi olan kadının da
yanlış bir hayatın içinde oldugunu
anlamasının uzun sürmedigi gibi.

insan bileklerini burkarken, insan teşkilatlanırken
insan mutlaklaşırken, insan beleş bir varoluştayken,
insan pişmanken, insan aşıkken
insan koltuktayken, insan anidenken
insan bir şeylerin farkına varmaz mı?
mesela aldıgı suflelerin yanlış olması,
mesela düşman seçimlerinde seçici olmaması,
kagıt çeşitlerini, rüzgar çeşitlerini iyi bilmemesi gibi meselelerle
bir filmin başına oturup bir türlü sonunu getirememesi.
gözleri açık giden bir adam..
onun göz kapaklarını aşagıya indirmek için davranan bir başka adam.'

ve sen..benim aptal adam'ım
hala farkedemedin bir şey leri.

M.

- Bir gün bir yerlerde,
olmadık zamanlarda
olmadık yerlerde
sevişiriz diye.
neyse
ki bu hep böyledir
kedili bir semttir, bakışmalarımız.
moda, ashbury ya da cihangir olabilir
düşerse gökyüzünden bir sombrero yakınlara..
panik yapma, gözlerini kapat
ve gerçekten güzel
ve gerçekten özel
pürüzsüz tenli, siyah saçlı
o çekik gözlü erkek'ler gibi.

rahatça o uzun bacaklarını sallandır
sigaranın kokusu yayılsın