31 Ekim 2013
- Sabahın sekizinde yolda yürüyordum Moda'da. kaldırım taşları, ayaklarım ve arada bir bakış açıma giren kızıl saçlarım.aniden çat diye aklıma bir şey düştü; böyle bir aşk olamazdı.olmuyordu da belki. kalbim sanki atmıyor, gözlerim gözlerine dokunmuyor, içime kim girmiş kim çıkıyordu. tamam belki her aşk 'mutlulukla dolu olmuyordu, beraber acılara da vardık hani. ama beraber? ben tektim işte tek başıma. bu kaldırım taşlarında tek yürüyordum, bu arabalara tek biniyor, tek başıma içiyordum biramı, yastıga başımı tek koyuyordum uzuncadır. beraberimde gelen bir kalp yoktu işte, ellerin, kolların yanımda bile degildi. aşkı böylesi basite indirmek haksızlıktı. kendime ve kalbime. Sen hep varsın, oralarda biryerlerde yaşıyor yiyor içiyor ve beni çok seviyorsun eminim. küçücük bir kalbe ne kadar yüce duyguların dolup taştıgından bihaber..oralardasın.
Sabahın sekizinde yolda yürüyorum, kulagıma çalışan bir piyano arka fonda. öyle çok isterdim ki bakış açıma girip bana eşlik etmeni. öyle çok isterdim ki, beni merak etmeni.
düşündükçe gözlerim doluyordu, tek başıma yürüyordum işte.
düşünmeyi bıraktım, yürümeyi bıraktım, bakış açımın amına bile koydum, oturdum agladım bi güzel.
gittigim yönü degiştirip geri döndüm, yoluma baktım. bu kadar kolaydı işte,
sen yoktun, tek başımayım.
oysaki yola beraber çıktık zannediyordum ben hep.
büyük bir yanılsama içindeyim,
yine tek başıma.
annem olsa ' yalnızlık ömür boyu' derdi.
Sabahın sekizinde yolda yürüyorum, kulagıma çalışan bir piyano arka fonda. öyle çok isterdim ki bakış açıma girip bana eşlik etmeni. öyle çok isterdim ki, beni merak etmeni.
düşündükçe gözlerim doluyordu, tek başıma yürüyordum işte.
düşünmeyi bıraktım, yürümeyi bıraktım, bakış açımın amına bile koydum, oturdum agladım bi güzel.
gittigim yönü degiştirip geri döndüm, yoluma baktım. bu kadar kolaydı işte,
sen yoktun, tek başımayım.
oysaki yola beraber çıktık zannediyordum ben hep.
büyük bir yanılsama içindeyim,
yine tek başıma.
annem olsa ' yalnızlık ömür boyu' derdi.
28 Ekim 2013
27 Ekim 2013
26 Ekim 2013
22 Ekim 2013
- O gün söylediklerini silemezdi aklından.
hafızası zayıftı hep,unuturdu hep
ama o gün
çivi gibi, çivi gibi
etine içine gögsüne beynine
batırdı o lafları, sözleri, kelimeleri hatta harfleri tek tek.
yapılan bir konuşmayı unutmak için
kaç gün geçmesi gerekiyordu
kaç ay kaç yıl kaç anı kaç acı geçmesi gerekirdi
bir insan hayatından?
kaç sevgili kaç dost kaç aile atlatmak gerekirdi
şimdi tüm hayatını bu sorunun cevabını netlemek için yaşıyacaktı
o böyleydi
ben onu böyle sevmiştim
ben onu hiç silememiştim
kendimi sevmem, onu sevişim ile başlamıştı.
başka bir ülkeye gidip beyaz şarap içerken içi cız ederdi belki.
o gün söylediklerini silemezdi aklından
ve siz etinize bir çivi batmadan bunu bilemezdiniz
hafızası zayıftı hep,unuturdu hep
ama o gün
çivi gibi, çivi gibi
etine içine gögsüne beynine
batırdı o lafları, sözleri, kelimeleri hatta harfleri tek tek.
yapılan bir konuşmayı unutmak için
kaç gün geçmesi gerekiyordu
kaç ay kaç yıl kaç anı kaç acı geçmesi gerekirdi
bir insan hayatından?
kaç sevgili kaç dost kaç aile atlatmak gerekirdi
şimdi tüm hayatını bu sorunun cevabını netlemek için yaşıyacaktı
o böyleydi
ben onu böyle sevmiştim
ben onu hiç silememiştim
kendimi sevmem, onu sevişim ile başlamıştı.
başka bir ülkeye gidip beyaz şarap içerken içi cız ederdi belki.
o gün söylediklerini silemezdi aklından
ve siz etinize bir çivi batmadan bunu bilemezdiniz
20 Ekim 2013
19 Ekim 2013
17 Ekim 2013
- Saat dört olmuş
hiç uyku yok gözümde yüzümde
mavi yeşil boyalar kalmış
elimde kolumda
çimenler nemlenmiş
topraklar mutlanmış
önümde arkamda
saat dört olmuş
kafan güzel olmuş
içimden geçen
senin elin mi
benim tenim mi
bu şamanlar
bu şarkılar
hayal mi
trip mi
saat sonsuz olsun
ben bir ah çekerim
sen oralarda bir başına
kalırsın.
yapabilirsen;
zarf kadar içli
bir mektup yaz.
yapamazsan bırak, beni.
suya havaya topraga.
hiç uyku yok gözümde yüzümde
mavi yeşil boyalar kalmış
elimde kolumda
çimenler nemlenmiş
topraklar mutlanmış
önümde arkamda
saat dört olmuş
kafan güzel olmuş
içimden geçen
senin elin mi
benim tenim mi
bu şamanlar
bu şarkılar
hayal mi
trip mi
saat sonsuz olsun
ben bir ah çekerim
sen oralarda bir başına
kalırsın.
yapabilirsen;
zarf kadar içli
bir mektup yaz.
yapamazsan bırak, beni.
suya havaya topraga.
15 Ekim 2013
- Sadece biraz yeşillik ve biraz su yeterli manzarama
koskoca agaçlar, çamlar olmasa da olur
çimene samana bile razıyım
akarsular şelalele olmasa da olur
ufak bir gölcük yeterli gelir görselime
kareli bir piknik örtüsü serip oturalım kenara
vücudumda dolaşan tüm maddeler aynı hızla senin vücudunda da dolaşsın lütfen.
ellerin vücudumda dolaşsın, gözlerin sözlerime karışsın lütfen,
bir tutam papatya da dahil olabilir manzaramıza.
şehirdeki tüm o karmaşa bizden uzakta kalsın lütfen.
ensendeki küçük bebek saçlarını okşarım,
saçlarımın rengi güneşte degişir
karışır renklerimiz birbirine.
artık sen de manzarama dahil ol, lütfen.
ebediyen
hayal kurmak bedava bana
gerçege çevirmek bedava bize
hava, su, orman çiçek, sen ben,bedava
bedelsiz, bahsettigim her şey.
koskoca agaçlar, çamlar olmasa da olur
çimene samana bile razıyım
akarsular şelalele olmasa da olur
ufak bir gölcük yeterli gelir görselime
kareli bir piknik örtüsü serip oturalım kenara
vücudumda dolaşan tüm maddeler aynı hızla senin vücudunda da dolaşsın lütfen.
ellerin vücudumda dolaşsın, gözlerin sözlerime karışsın lütfen,
bir tutam papatya da dahil olabilir manzaramıza.
şehirdeki tüm o karmaşa bizden uzakta kalsın lütfen.
ensendeki küçük bebek saçlarını okşarım,
saçlarımın rengi güneşte degişir
karışır renklerimiz birbirine.
artık sen de manzarama dahil ol, lütfen.
ebediyen
hayal kurmak bedava bana
gerçege çevirmek bedava bize
hava, su, orman çiçek, sen ben,bedava
bedelsiz, bahsettigim her şey.
14 Ekim 2013
- Bir kereye mahsus yaşanan her an
kendi hatasını bir daha düzeltilemeyecek biçimde
içinde barındırır.
insan ölüyorsa acıdan ölür bir gün
kendine bir daha ugrayamadıgından
koydugu yerde durmayışındandır
hatanın dönüşsüz oluşundandır.
bütünlügünü yitirişinden ölür bir mum
kendi ateşiyle kendini yokeden yumuşakça.
erimek üzere varsın, ışıgın soldugu zamansın.
o nun hikayesi bukadarcık.
kendi hatasını bir daha düzeltilemeyecek biçimde
içinde barındırır.
insan ölüyorsa acıdan ölür bir gün
kendine bir daha ugrayamadıgından
koydugu yerde durmayışındandır
hatanın dönüşsüz oluşundandır.
bütünlügünü yitirişinden ölür bir mum
kendi ateşiyle kendini yokeden yumuşakça.
erimek üzere varsın, ışıgın soldugu zamansın.
o nun hikayesi bukadarcık.
12 Ekim 2013
- Beyaz bir ışık vuruyor suratına
sen şuracıkta uzanıyorsun
ben seni izliyorum
yeşil bir deniz uçuyor duvarlardan
sen şuracıkta uzanıyorsun
ben seni izliyorum
bir mum yakıyorum
bir sigara yakıyorum
ilk defa. sen görmüyorsun
ben seni izliyorum
parmak uçlarımı hissetmiyorum bile
yakıyorum
bu kadarı fazlaymış bana
yakıyorum ellerimi, saçlarımı, sigaramı
sen şuracıkta uzanıyorsun
ben yakıyorum
ben seni izliyorum.
gözümün önünden geçen, yitip giden insan psikolojileri
elimi bile kıpırdatamıyorum, müdahalesiz, geçip gidiyorlar
bunu onlar istemişti.
batan bir dünyaydı bu' sonuçta.
yanıp yokoluyor bir şeyler, odayı bir koku kaplıyor
insan eti nasıl kokar bilir misin? yada bir mektup.
beyaz bir ışık çıkıyor suratından
sen şuracıkta uzanıyorsun
ben seni izliyorum
bir mum yakıyorum, bir sigara yakıyorum.
uyanıyorsun aniden. kör bir öfkeyle
yanan her şeyi söndürüp
döndürüyorsun.
ben seni izliyorum
batan bir rüya bu, batmış etime.
bense bir desenden başka bir şey degilim
balık sırtına çizilmiş.
sen şuracıkta uzanıyorsun
ben seni izliyorum
yeşil bir deniz uçuyor duvarlardan
sen şuracıkta uzanıyorsun
ben seni izliyorum
bir mum yakıyorum
bir sigara yakıyorum
ilk defa. sen görmüyorsun
ben seni izliyorum
parmak uçlarımı hissetmiyorum bile
yakıyorum
bu kadarı fazlaymış bana
yakıyorum ellerimi, saçlarımı, sigaramı
sen şuracıkta uzanıyorsun
ben yakıyorum
ben seni izliyorum.
gözümün önünden geçen, yitip giden insan psikolojileri
elimi bile kıpırdatamıyorum, müdahalesiz, geçip gidiyorlar
bunu onlar istemişti.
batan bir dünyaydı bu' sonuçta.
yanıp yokoluyor bir şeyler, odayı bir koku kaplıyor
insan eti nasıl kokar bilir misin? yada bir mektup.
beyaz bir ışık çıkıyor suratından
sen şuracıkta uzanıyorsun
ben seni izliyorum
bir mum yakıyorum, bir sigara yakıyorum.
uyanıyorsun aniden. kör bir öfkeyle
yanan her şeyi söndürüp
döndürüyorsun.
ben seni izliyorum
batan bir rüya bu, batmış etime.
bense bir desenden başka bir şey degilim
balık sırtına çizilmiş.
9 Ekim 2013
8 Ekim 2013
2 Ekim 2013
ALDRİG MER
- Bugün daha iyi anladım ki.
tüm kötü yakıştırmaları hakedebilirsin, ben söylemem asla, sen kendi kendine hakedersin bunları.
yaşadıgımız tüm güzel günler, tüm mutlu anlar bir anda silinip gitti bellegimden bugün.
kalbimi kaplayan hüzün dolu özlem duygusu bir anda çekilip yerini ' leş bir kin' aldı götürdü bugün..
ve bu duygu bana öyle uzak öyle yabani ki, içime böyle çabuk yerleşmesine şaştım kaldım bugün.
dünyada en çok deger verdigim kişiye böyle duygular besledigim için utandım bir an bugün.
utanması gereken en çok senken oysa. küçük sapkınlıkların ugruna büyük hayatlar ziyan eden senken, saman altından su yürütürken bunu o güzel romantikliginle örtebilen, çok yetenekli, çok ustalaşmış olan senken.
ben utanır oldum artık senin yerine bak.
Bugünden sonra ne desem boş gerçi.
ne desem geri getirmez artık o renkli o temizpak güzelli günleri.
kalbimi kaplayan o leş o karanlık sözlerin girip yerleşti içime
artık nefret dolu kalbimle sövebilirim sana tüm içtenligimle.
içimden geldigince, dolu dolu sövmek.
kalbimden gelen bu çünkü.
elimden gelen bir şey yok çünkü.
bugünden sonra. yok çünkü.
teşekkür ederim, bana insanlara tüm kalbimi açmamam gerektigini hatırlattıgın için.
şu yaşımda beni böyle çirkin bir olayın içine atıp yokolup gittigin için.
tecrübe oldugun için, ibret oldugun için, camdan kalbimi çizdigin için.
içimi titreten tüm duyguları, tüm güzel şarkılarımı yokedip
gözlerime yersiz bir üzgünlük yerleştirdigin için.teşekkür ederim
ve artık bırakıyorum seni kendi leşliginde, keşliginde, her ne sikimse işte.
beş dakikalık zevkin için, bir kaç dandirik erkek için, içini boşalttıgın tüm duygularım için. teşekkür ediyorum.
kin tutarak, nefret ederek, kalbimi ve kendimi kirletemem ben bilirsin, yapamam.
o çirkin oyunlarınla, küçük hesaplarınla, oralarda bir yerlerde kal.
zevke doydugun zaman..omuriliginden başlayan bir sancı ile anıcaksın beni.
ben bugün son kez andım seni .
tebrikler, benim gibi birini bile kan kusturabildigin için.
sana çok önem veren tüm insanları kendi nefret havuzuna itip bogmayı başarabildigin için.
tebrikler. nasıl istediysen öyle işte.
kalbimi al..
götüne sok.
hediyem olsun.
mutlu olursun.
kalbim yok.
artık yok.
nasıl istediysen öyle işte.
mutlu ol.
kendini mutlu ederken başkalarının piskolojisini bozma ama.
''ben seni sevmiş olmak için degil,
sevmenin ne demek oldugunu bil diye sevdim''
bilemezsin.
artık yok. elimden gelen bir şey.
kalbimden gelen bir şey. yok
ben yokum.
BU SON.
tüm kötü yakıştırmaları hakedebilirsin, ben söylemem asla, sen kendi kendine hakedersin bunları.
yaşadıgımız tüm güzel günler, tüm mutlu anlar bir anda silinip gitti bellegimden bugün.
kalbimi kaplayan hüzün dolu özlem duygusu bir anda çekilip yerini ' leş bir kin' aldı götürdü bugün..
ve bu duygu bana öyle uzak öyle yabani ki, içime böyle çabuk yerleşmesine şaştım kaldım bugün.
dünyada en çok deger verdigim kişiye böyle duygular besledigim için utandım bir an bugün.
utanması gereken en çok senken oysa. küçük sapkınlıkların ugruna büyük hayatlar ziyan eden senken, saman altından su yürütürken bunu o güzel romantikliginle örtebilen, çok yetenekli, çok ustalaşmış olan senken.
ben utanır oldum artık senin yerine bak.
Bugünden sonra ne desem boş gerçi.
ne desem geri getirmez artık o renkli o temizpak güzelli günleri.
kalbimi kaplayan o leş o karanlık sözlerin girip yerleşti içime
artık nefret dolu kalbimle sövebilirim sana tüm içtenligimle.
içimden geldigince, dolu dolu sövmek.
kalbimden gelen bu çünkü.
elimden gelen bir şey yok çünkü.
bugünden sonra. yok çünkü.
teşekkür ederim, bana insanlara tüm kalbimi açmamam gerektigini hatırlattıgın için.
şu yaşımda beni böyle çirkin bir olayın içine atıp yokolup gittigin için.
tecrübe oldugun için, ibret oldugun için, camdan kalbimi çizdigin için.
içimi titreten tüm duyguları, tüm güzel şarkılarımı yokedip
gözlerime yersiz bir üzgünlük yerleştirdigin için.teşekkür ederim
ve artık bırakıyorum seni kendi leşliginde, keşliginde, her ne sikimse işte.
beş dakikalık zevkin için, bir kaç dandirik erkek için, içini boşalttıgın tüm duygularım için. teşekkür ediyorum.
kin tutarak, nefret ederek, kalbimi ve kendimi kirletemem ben bilirsin, yapamam.
o çirkin oyunlarınla, küçük hesaplarınla, oralarda bir yerlerde kal.
zevke doydugun zaman..omuriliginden başlayan bir sancı ile anıcaksın beni.
ben bugün son kez andım seni .
tebrikler, benim gibi birini bile kan kusturabildigin için.
sana çok önem veren tüm insanları kendi nefret havuzuna itip bogmayı başarabildigin için.
tebrikler. nasıl istediysen öyle işte.
kalbimi al..
götüne sok.
hediyem olsun.
mutlu olursun.
kalbim yok.
artık yok.
nasıl istediysen öyle işte.
mutlu ol.
kendini mutlu ederken başkalarının piskolojisini bozma ama.
''ben seni sevmiş olmak için degil,
sevmenin ne demek oldugunu bil diye sevdim''
bilemezsin.
artık yok. elimden gelen bir şey.
kalbimden gelen bir şey. yok
ben yokum.
BU SON.
1 Ekim 2013
yapamıyacagımız ne vardı şu hayatta
bir kalbe zorla' girmeye çalışmaktan başka.
ne vardı bu dünyada?
öbür dünya'dan başka olan.
tüm bu maddeler
senin için
giriyor içime
ve çıkmıyor.
işliyor kimyama, aklıma, zihnime,etime.
desen desen.
içime içime
(etraf desensiz dolu)
yanlışsam da yanlışım, sorun degil. sorun sensin
beni düşün, iyi düşün.
uzak degil yakın düşün.
taa içinden düşün.
bir kalbe zorla' girmeye çalışmaktan başka.
ne vardı bu dünyada?
öbür dünya'dan başka olan.
tüm bu maddeler
senin için
giriyor içime
ve çıkmıyor.
işliyor kimyama, aklıma, zihnime,etime.
desen desen.
içime içime
(etraf desensiz dolu)
yanlışsam da yanlışım, sorun degil. sorun sensin
beni düşün, iyi düşün.
uzak degil yakın düşün.
taa içinden düşün.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)