- Bazı dostluklar bitse bile güzel kalır hafızamda.
çünkü ayrılanlar hala sevgili. diye bi şiir okumuştum ben küçükken.
dostlarım da aşklarım gibi yalan olabilir, bu da bana koyabilir. sıkıntı yok alışıyorum büyüdükçe.
ama alışmış kudurmuştan beter oladabilir. bu da yine bana koyabilir. ama olsun du. deneyim oldu. ders oldu..
Cunku ayrilik da sevdaya dahil cunku ayrilanlar hala sevgili
hiç bir anı tek basina yasayamazlar
her an otekisiyle birlikte hersey onunla ilgili
telaşlı karanlikta yumusak yarasalar
gittikce genişliyen yakılmış ot kokusu
yıldizlar inanılmayacak bir irilikte
çünkü ayrilmanin da vahşi bir tadi var
Oyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi degil
çunku ayrılanlar hala sevgili
30 Ekim 2017
23 Ekim 2017
- Saucha; içsel saflık yani kişinin duygu ve düşüncelerinin ard niyetsiz,yumuşak ve yapıcı olmasıdır.Dışsal saflık ,bedenin temizliğidir.
Santosha: Kişinin sahip oldukları ile mutlu olmasıdır.Sahip oldukları ile mutlu olan kişi yaşamdan zevk alacaktır.
Svadhaya:Kişinin kendisiyle çalışması,kendini keşfetmesi,araştırması anlamlarına gelir.
Isvarapranidhana:Kişide tanrı,doğa ya da bütünlük duygusunu yaşatan ne ise ona teslimiyete geçmesi ,yaşamındaki rolünü kabul etmesi anlamına gelir.
Lin pesto.
- kafesimi parçalayıp attım canım
kaybedecek pek bir şeyim kalmadı
yeterince küfür yedim, yeterince nefret kusan insan gördüm.
doydum.
kafesim olmadan yaşamak da güzelmiş.
ama yalanım yok, kıskancım, birazcık da huysuzum
sana yan bakanın gözlerini oymazsam da kundalini enerjim boşa gider. ahahahahahahahahahahahahahah
(lin pesto yeni keşfim.)
kaybedecek pek bir şeyim kalmadı
yeterince küfür yedim, yeterince nefret kusan insan gördüm.
doydum.
kafesim olmadan yaşamak da güzelmiş.
ama yalanım yok, kıskancım, birazcık da huysuzum
sana yan bakanın gözlerini oymazsam da kundalini enerjim boşa gider. ahahahahahahahahahahahahahah
(lin pesto yeni keşfim.)
9 Ekim 2017
6 Ekim 2017
Huzur, vahdet sırrına erenindir
Bütün Upanişadlarda üzerine basılarak öğretilen temel öğreti, bütün evrenin Tanrı olduğu, insan ruhunun da (Atman) aslında Tanrı'nın bir parçası olduğu ve öldükten sonra su damlasının okyanusla birleşmesi gibi insanın da Tanrı ile birleşeceği, onda özümlenip Tanrı'da yok olacağı onunla bir olacağı doktrinidir:
Upanişadlar'a göre Yapılacak tek ve en önemli iş, kişinin kendi içindeki Tanrı’ya yani Atman’a ulaşması.
Atman; insanın içinde daima var olan Tanrı’nın adıdır. Bu inanca göre evrende Tanrı’dan başka hiçbir şey yoktur. Her şey ama her şey O’nun tezahürüdür. Her şeyde O vardır. Dolayısıyla kişi de aslında Tanrı’dır. Ve insanlığın en büyük vazifesi işte bu sırra ermektir .
Atman’a ulaşmak esasen ölümsüz olmaktır. Bizden ve bütün yaratılmışlardan ayrılan sadece bedendir. Ruh, bedeni terk etmeden önce eğer Tanrı’ya ulaşmamışsa dünyaya tekrar dönmeye mecbur kalır. Zaten bu öğretide olgun insan olabilmiş kişiler ancak ruhlarını serbest bırakır. Günahkâr ruhlar, sevapları kadar cennette kaldıktan sonra ceza olarak başka bir vücuda girerler.
Brahman, Tanrı’ya verdikleri isim olup, onu diğer altı Tanrı’dan üstün görürler. Çünkü Brahman, diğer altı Tanrı’yı mağlup etmiştir. "Brahman en üstün olandır, bütün duyuların ve düşüncelerin ötesindedir..Brahman her insanın yüreğindedir."
"Bu Atman benim kalbinin derinliklerindedir ve bir pirinç veya arpa tanesi ya da hardal çekirdeği kadar küçüktür... Kalbimin derinliklerindeki bu Atman dünyadan, gökyüzünden, göklerden ve bütün dünyalardan daha büyüktür. Bütün hareketler, istekler, korkular, tatlar ondadır, kendi içini kapsayan her şeyi tutan odur; o konuşmaz, hiçbir şeyi dert etmez; bu kalbimin derinliklerindeki Atman, Brahman’dır. Bu yaşamdan ayrıldığım zaman onunla birleşeceğim."
Brahmanas ve Upanişadlar'a göre insan da (evren gibi) maddi ve manevi olan iki alandan oluşurlar.
Maddi olan alan: "Saç, ten, et, kemik, ilik"tir, Manevi olan alan da: "Düşünceler (Manas), Sözler, Nefes/Ruh (Prana), Görülenler, Duyulanlar"dır.
Tanrı, her şeyin içindeki her şeydir.
Upanişadlar'a göre Yapılacak tek ve en önemli iş, kişinin kendi içindeki Tanrı’ya yani Atman’a ulaşması.
Atman; insanın içinde daima var olan Tanrı’nın adıdır. Bu inanca göre evrende Tanrı’dan başka hiçbir şey yoktur. Her şey ama her şey O’nun tezahürüdür. Her şeyde O vardır. Dolayısıyla kişi de aslında Tanrı’dır. Ve insanlığın en büyük vazifesi işte bu sırra ermektir .
Atman’a ulaşmak esasen ölümsüz olmaktır. Bizden ve bütün yaratılmışlardan ayrılan sadece bedendir. Ruh, bedeni terk etmeden önce eğer Tanrı’ya ulaşmamışsa dünyaya tekrar dönmeye mecbur kalır. Zaten bu öğretide olgun insan olabilmiş kişiler ancak ruhlarını serbest bırakır. Günahkâr ruhlar, sevapları kadar cennette kaldıktan sonra ceza olarak başka bir vücuda girerler.
Brahman, Tanrı’ya verdikleri isim olup, onu diğer altı Tanrı’dan üstün görürler. Çünkü Brahman, diğer altı Tanrı’yı mağlup etmiştir. "Brahman en üstün olandır, bütün duyuların ve düşüncelerin ötesindedir..Brahman her insanın yüreğindedir."
"Bu Atman benim kalbinin derinliklerindedir ve bir pirinç veya arpa tanesi ya da hardal çekirdeği kadar küçüktür... Kalbimin derinliklerindeki bu Atman dünyadan, gökyüzünden, göklerden ve bütün dünyalardan daha büyüktür. Bütün hareketler, istekler, korkular, tatlar ondadır, kendi içini kapsayan her şeyi tutan odur; o konuşmaz, hiçbir şeyi dert etmez; bu kalbimin derinliklerindeki Atman, Brahman’dır. Bu yaşamdan ayrıldığım zaman onunla birleşeceğim."
Brahmanas ve Upanişadlar'a göre insan da (evren gibi) maddi ve manevi olan iki alandan oluşurlar.
Maddi olan alan: "Saç, ten, et, kemik, ilik"tir, Manevi olan alan da: "Düşünceler (Manas), Sözler, Nefes/Ruh (Prana), Görülenler, Duyulanlar"dır.
Tanrı, her şeyin içindeki her şeydir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)