30 Ekim 2017

- Bazı dostluklar bitse bile güzel kalır hafızamda.
çünkü ayrılanlar hala sevgili. diye bi şiir okumuştum ben küçükken.
dostlarım da aşklarım gibi yalan olabilir, bu da bana koyabilir. sıkıntı yok alışıyorum büyüdükçe.
ama alışmış kudurmuştan beter oladabilir. bu da yine bana koyabilir. ama olsun du. deneyim oldu. ders oldu..

Cunku ayrilik da sevdaya dahil cunku ayrilanlar hala sevgili 
hiç bir anı tek basina yasayamazlar 
her an otekisiyle birlikte hersey onunla ilgili 
telaşlı karanlikta yumusak yarasalar 
gittikce genişliyen yakılmış ot kokusu 
yıldizlar inanılmayacak bir irilikte 

çünkü ayrilmanin da vahşi bir tadi var 
Oyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi degil 

çunku ayrılanlar hala sevgili 
- aşk ın nefret e çok yakın oldugu bir gün daha. kalbim eriyor, ama olsun du.

23 Ekim 2017

- Saucha; içsel saflık yani kişinin duygu ve düşüncelerinin ard niyetsiz,yumuşak ve  yapıcı olmasıdır.Dışsal saflık ,bedenin temizliğidir.
Santosha: Kişinin sahip oldukları ile mutlu olmasıdır.Sahip oldukları ile mutlu olan kişi yaşamdan zevk alacaktır.
Svadhaya:Kişinin kendisiyle çalışması,kendini keşfetmesi,araştırması anlamlarına gelir.
Isvarapranidhana:Kişide tanrı,doğa ya da bütünlük duygusunu yaşatan ne ise ona teslimiyete geçmesi ,yaşamındaki rolünü kabul etmesi anlamına gelir.

Lin pesto.

- kafesimi parçalayıp attım canım
kaybedecek pek bir şeyim kalmadı
yeterince küfür yedim, yeterince nefret kusan insan gördüm.
doydum.
kafesim olmadan yaşamak da güzelmiş.

ama yalanım yok, kıskancım, birazcık da huysuzum
sana yan bakanın gözlerini oymazsam da kundalini enerjim boşa gider. ahahahahahahahahahahahahahah

(lin pesto yeni keşfim.)

sevmesini bilen kişi büyüklük konusunda da yetkindir ve benzerlerine ilerleme yolunda öncülük eder.”  dedi.

9 Ekim 2017

samsara is nirvana !

//

- Benim, aşktan başka hiç bir arkadaşım yoktu ve olmadı. Ne dünyaya gelmeden önce, ne de daha sonra aşksız yaşadım. / Rumi

6 Ekim 2017

Huzur, vahdet sırrına erenindir

Bütün Upanişadlarda üzerine basılarak öğretilen temel öğreti, bütün evrenin Tanrı olduğu, insan ruhunun da (Atman) aslında Tanrı'nın bir parçası olduğu ve öldükten sonra su damlasının okyanusla birleşmesi gibi insanın da Tanrı ile birleşeceği, onda özümlenip Tanrı'da yok olacağı onunla bir olacağı doktrinidir:

Upanişadlar'a göre Yapılacak tek ve en önemli iş, kişinin kendi içindeki Tanrı’ya yani Atman’a ulaşması. 

Atman; insanın içinde daima var olan Tanrı’nın adıdır. Bu inanca göre evrende Tanrı’dan başka hiçbir şey yoktur. Her şey ama her şey O’nun tezahürüdür. Her şeyde O vardır. Dolayısıyla kişi de aslında Tanrı’dır. Ve insanlığın en büyük vazifesi işte bu sırra ermektir .

Atman’a ulaşmak esasen ölümsüz olmaktır. Bizden ve bütün yaratılmışlardan ayrılan sadece bedendir. Ruh, bedeni terk etmeden önce eğer Tanrı’ya ulaşmamışsa dünyaya tekrar dönmeye mecbur kalır. Zaten bu öğretide olgun insan olabilmiş kişiler ancak ruhlarını serbest bırakır. Günahkâr ruhlar, sevapları kadar cennette kaldıktan sonra ceza olarak başka bir vücuda girerler.

Brahman, Tanrı’ya verdikleri isim olup, onu diğer altı Tanrı’dan üstün görürler. Çünkü Brahman, diğer altı Tanrı’yı mağlup etmiştir. 
"Brahman en üstün olandır, bütün duyuların ve düşüncelerin ötesindedir..Brahman her insanın yüreğindedir."

"Bu Atman benim kalbinin derinliklerindedir ve bir pirinç veya arpa tanesi ya da hardal çekirdeği kadar küçüktür... Kalbimin derinliklerindeki bu Atman dünyadan, gökyüzünden, göklerden ve bütün dünyalardan daha büyüktür. Bütün hareketler, istekler, korkular, tatlar ondadır, kendi içini kapsayan her şeyi tutan odur; o konuşmaz, hiçbir şeyi dert etmez; bu kalbimin derinliklerindeki Atman, Brahman’dır. Bu yaşamdan ayrıldığım zaman onunla birleşeceğim."

Brahmanas ve Upanişadlar'a göre insan da (evren gibi) maddi ve manevi olan iki alandan oluşurlar. 
Maddi olan alan: "Saç, ten, et, kemik, ilik"tir, Manevi olan alan da: "Düşünceler (Manas), Sözler, Nefes/Ruh (Prana), Görülenler, Duyulanlar"dır.

Tanrı, her şeyin içindeki her şeydir.