- E şimdi ben oraya her gittigimde seni hatırlayacagım mesela.
şuraya gidince de hatırlarım kesin. buraya gelince de.
sikerim böyle işi sevgilim.
31 Ekim 2011
DANDİK
- Ve bir vapura bindim tek başıma
o bilindik kalabalıklardan sıyrılıp
tek başıma otururdum denizine karşın
omuzlarım sıkıntılı, gözlerim kısık
bir elim seni çizerken camlara
diger elim siler büyük ihtimal.
senden bir telefon beklerken
kazagın çantamda buruşurken
ben kaybolurum
şu kış güneşinde.
sen kaybolursun
bu bahane günlerinde.
düşünüyorum da nasıl bir başkasına 'sevgilim' derim diye.
o bilindik kalabalıklardan sıyrılıp
tek başıma otururdum denizine karşın
omuzlarım sıkıntılı, gözlerim kısık
bir elim seni çizerken camlara
diger elim siler büyük ihtimal.
senden bir telefon beklerken
kazagın çantamda buruşurken
ben kaybolurum
şu kış güneşinde.
sen kaybolursun
bu bahane günlerinde.
düşünüyorum da nasıl bir başkasına 'sevgilim' derim diye.
29 Ekim 2011
son
- Bende bu kadarı varsa ..
ve bu kadarı bu adama azsa .
zat-ı aline bir gün birisi ''dur'' desin.
o gülüşünde, o ellerinde
o densiz edalarında tatmin göremedim hiç asla.
o bakışında..kurumuş herşey, kurumuş can vermiş.
bak, senin gitme zamanın gelmiş.
ayrılana yolu sorulmaz.
beyaz mendil falan sallamazsam ne olur üzülme.
beni düşünme, aman düşünme.
beni bir daha asla düşünme.
ve bu kadarı bu adama azsa .
zat-ı aline bir gün birisi ''dur'' desin.
o gülüşünde, o ellerinde
o densiz edalarında tatmin göremedim hiç asla.
o bakışında..kurumuş herşey, kurumuş can vermiş.
bak, senin gitme zamanın gelmiş.
ayrılana yolu sorulmaz.
beyaz mendil falan sallamazsam ne olur üzülme.
beni düşünme, aman düşünme.
beni bir daha asla düşünme.
24 Ekim 2011
23 Ekim 2011
22 Ekim 2011
18 Ekim 2011
Oda oda
- Tekrar eden bir desen gibisin
başımı döndürebilensin.
baktıkça öldürebilensin.
dur demek benim elimde yine,
ama hiç içimden gelmiyor.
böyle iyi, böyle güzel
sadece biraz migdemi bulandırıyorsun.
dipsiz dönen halkalar gibisin
içine çekebilensin
içerde tutabilensin
kırmaya yüzsüzleşebilensin
ah böyle iyi, böyle güzel
sadece biraz canımı yakıyorsun.
'dur' demek
hiç içimden gelmiyor.
sadece biraz kanım çekiliyor
//
başımı döndürebilensin.
baktıkça öldürebilensin.
dur demek benim elimde yine,
ama hiç içimden gelmiyor.
böyle iyi, böyle güzel
sadece biraz migdemi bulandırıyorsun.
dipsiz dönen halkalar gibisin
içine çekebilensin
içerde tutabilensin
kırmaya yüzsüzleşebilensin
ah böyle iyi, böyle güzel
sadece biraz canımı yakıyorsun.
'dur' demek
hiç içimden gelmiyor.
sadece biraz kanım çekiliyor
//
17 Ekim 2011
15 Ekim 2011
5 Ekim 2011
2 Ekim 2011
yazdım
- Ortada piç gibi kalmış bir özür borcu vardı
kimse üstüne alınmak istemiyordu.
herkes o kadar büyüktü ki
'büyüklük sende kalsın' lafı gereksizdi böyle durumlarda.
büyümek için özür dilememi bekleyenler,
sanırım daha çok bekliyeceksiniz.
siktigimin ilişkilerini çok önemseyenler,
sanırım daha çok yalnız kalacaksınız.
herkes çok mutluymuş gibi davranmaya devam etsin şimdi.
özellikle de sen.. sevgilim.
kimse üstüne alınmak istemiyordu.
herkes o kadar büyüktü ki
'büyüklük sende kalsın' lafı gereksizdi böyle durumlarda.
büyümek için özür dilememi bekleyenler,
sanırım daha çok bekliyeceksiniz.
siktigimin ilişkilerini çok önemseyenler,
sanırım daha çok yalnız kalacaksınız.
herkes çok mutluymuş gibi davranmaya devam etsin şimdi.
özellikle de sen.. sevgilim.
1 Ekim 2011
mızıkalı
- Sen denizlerin en güzeliydin o gece.
yitip gitmiş para pullar gibiydin belki de
elimi uzatıp avuçladım bi ara hatırlar mısın?
aktın gittin parmak aralarımdan.
ruhun incecik, saçların koyu renkli..
aktın gittin parmak aralarımdan.
sen denizlerin en güzeliydin o gece
kravatını baglayamadıgın için
her sabah uyandırdıgın
emektar hayat arkadaşındım ben senin.
mutluluk mu bu dedin yüzüme bakarak
aşk dedikleri bu muymuş dedin
migdem titriyor heyecandan dedin
agzını tuttum gel dedim uzan şuraya
bilmedigin bir kelime uydurdum
şimdi aklımda bile degil
yaşadıgımız böyle böyle dedim
hemen inanıverdin o gece
zaten inançlıydın sen hep
her mezarlık önünden geçtiginde
uydurma dualar okurdun içinden.
kendini bilmedigin için farkında degildin
sen denizlerin en güzeliydin o gece.
ilk buluşmaydın, bir gençlik telaşıydın
son sevişmelerini yaşayan kadınla kocasıydın
hepsinden biraz birazdın o gece
dünden kalan yitik geçmişini koruma çabasıyla
konuştun durdun, agzına rakıyı dayadım ben.
memelerim süt doluydu sana o sırada.
sense içindeki en büyük ukdelerden girmiştin yine
baban seni uyurken hiç öpmemişti mesela,
uyumadıgın halde uyur taklidi yapmamıştın .
yirmi beş yaşına gelmiştin işte
pastana yirmi beş tane mum dikmiştin tanımadıgın o kadınla.
büyümüş koca adam olmuş
ama doyamamıştın hiç o sevmelere öpmelere.
sen denizlerin en güzeliydin yine de.
biraz uzaklaşıp baktım gözlerimi kısıp
sarhoş kokan sözcüklerin ve sen doluştu cigerime
bilirdin uzakları flu gördügümü
yaklaştın yüzüme baktın, haklıyım ben diye direndin yine.
evet haklıydın güzelim, tamam çok dogru düşüncelerin güzelim
gel gögsüme gel seveyim.
direnme artık ey başını, soldurtmadan çiçekleri hadi.
biz seninle hiç vapura binmiş miydik?
biz seninle hiç çiçek yetiştirmiş miydik
biz seninle hiç çocuk yapmış mıydık
diyerek uyukladın hece hece.
sen denizlerin en güzeliydin o gece.
sana en çok ihtiyacım oldugu anda
kendimi en densiz buldugum anda
yanıbaşımda biten sen,
kaç ay oldu sayamadım ama
çok ay oldu görüşmeyeli çok,
görüşmekten kastım sevişmek sevilmek hani.
yolda yanımdan geçerken sana dokunmuyorsam
o sayılmaz işte. o hiç sayılmaz
o kadar sayılmaz ki şimdi anlatsam uzun sürer
yıllar, asırlar sürer. bir dönem biter gider belki de.
sen bir leylegin yuva yapma çabasıyla sarılmıştın bacaklarıma
o günlerde yumuşacık bir hırka gibiydi ilişkiler
o günlerde ben gagamı yalnızca seni beslemek için kullanırdım hatta.
büyüdügünü mü sanıyorsun sen şimdi?
sen küçücük bebek, agzından süt damlarken
gel gögsüme gel seveyim seni.
özledim demeye dilin varmaz bilirim
tükürdügünü yalar mı hiç böyle deli kanlılar..
işte biz böyle düşünürken
biz böyle kurarken kafamızda
çemberin dışında kalanlar farkeder ki
sen denizlerin en güzeliydin o gece.
bir kuşla bir gelincik tarlası arasında
ne kadar alaka kurabiliyorsan
o kadar tanımıştın beni.
sadece o kadar işte
ne biraz fazla ne biraz az.
ben sadece o kadardım işte
sen ise denizlerin en güzeliydin
gözümde.
yitip gitmiş para pullar gibiydin belki de
elimi uzatıp avuçladım bi ara hatırlar mısın?
aktın gittin parmak aralarımdan.
ruhun incecik, saçların koyu renkli..
aktın gittin parmak aralarımdan.
sen denizlerin en güzeliydin o gece
kravatını baglayamadıgın için
her sabah uyandırdıgın
emektar hayat arkadaşındım ben senin.
mutluluk mu bu dedin yüzüme bakarak
aşk dedikleri bu muymuş dedin
migdem titriyor heyecandan dedin
agzını tuttum gel dedim uzan şuraya
bilmedigin bir kelime uydurdum
şimdi aklımda bile degil
yaşadıgımız böyle böyle dedim
hemen inanıverdin o gece
zaten inançlıydın sen hep
her mezarlık önünden geçtiginde
uydurma dualar okurdun içinden.
kendini bilmedigin için farkında degildin
sen denizlerin en güzeliydin o gece.
ilk buluşmaydın, bir gençlik telaşıydın
son sevişmelerini yaşayan kadınla kocasıydın
hepsinden biraz birazdın o gece
dünden kalan yitik geçmişini koruma çabasıyla
konuştun durdun, agzına rakıyı dayadım ben.
memelerim süt doluydu sana o sırada.
sense içindeki en büyük ukdelerden girmiştin yine
baban seni uyurken hiç öpmemişti mesela,
uyumadıgın halde uyur taklidi yapmamıştın .
yirmi beş yaşına gelmiştin işte
pastana yirmi beş tane mum dikmiştin tanımadıgın o kadınla.
büyümüş koca adam olmuş
ama doyamamıştın hiç o sevmelere öpmelere.
sen denizlerin en güzeliydin yine de.
biraz uzaklaşıp baktım gözlerimi kısıp
sarhoş kokan sözcüklerin ve sen doluştu cigerime
bilirdin uzakları flu gördügümü
yaklaştın yüzüme baktın, haklıyım ben diye direndin yine.
evet haklıydın güzelim, tamam çok dogru düşüncelerin güzelim
gel gögsüme gel seveyim.
direnme artık ey başını, soldurtmadan çiçekleri hadi.
biz seninle hiç vapura binmiş miydik?
biz seninle hiç çiçek yetiştirmiş miydik
biz seninle hiç çocuk yapmış mıydık
diyerek uyukladın hece hece.
sen denizlerin en güzeliydin o gece.
sana en çok ihtiyacım oldugu anda
kendimi en densiz buldugum anda
yanıbaşımda biten sen,
kaç ay oldu sayamadım ama
çok ay oldu görüşmeyeli çok,
görüşmekten kastım sevişmek sevilmek hani.
yolda yanımdan geçerken sana dokunmuyorsam
o sayılmaz işte. o hiç sayılmaz
o kadar sayılmaz ki şimdi anlatsam uzun sürer
yıllar, asırlar sürer. bir dönem biter gider belki de.
sen bir leylegin yuva yapma çabasıyla sarılmıştın bacaklarıma
o günlerde yumuşacık bir hırka gibiydi ilişkiler
o günlerde ben gagamı yalnızca seni beslemek için kullanırdım hatta.
büyüdügünü mü sanıyorsun sen şimdi?
sen küçücük bebek, agzından süt damlarken
gel gögsüme gel seveyim seni.
özledim demeye dilin varmaz bilirim
tükürdügünü yalar mı hiç böyle deli kanlılar..
işte biz böyle düşünürken
biz böyle kurarken kafamızda
çemberin dışında kalanlar farkeder ki
sen denizlerin en güzeliydin o gece.
bir kuşla bir gelincik tarlası arasında
ne kadar alaka kurabiliyorsan
o kadar tanımıştın beni.
sadece o kadar işte
ne biraz fazla ne biraz az.
ben sadece o kadardım işte
sen ise denizlerin en güzeliydin
gözümde.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)